Son Haberler
BİR DİPLOMA SKANDALI - Bizimeller 23 Gazetesi - Elazığ Haberleri

BİR DİPLOMA SKANDALI

Yazar: Nur KARABULUT | 22.09.2025
Nur KARABULUT

Yıllar önce ailecek Harran’a gitmiştik. Yazın en sıcak günlerinde bile içleri serin Harran evlerini gördük. Sonra dünyanın ilk üniversitesini görmeye gittik. Çevremizi, kırık dökük İngilizceleriyle konuşan sıska çocuklar sardı. İçlerinden biri, ezberlediği bilgileri şiir okur gibi hızla anlatmaya başladı.

Meğerse dünyanın ilk üniversitesi Urfa’daymış. Dikenli tellerle çevrili olduğundan alana giremedik; üstelik o üniversiteden geriye pek bir şey kalmamış gibiydi. Belki de bugünlerde ülkemizdeki üniversiteler için de aynı şey söylenebilir. Duyanlar, duymayanlara söylesin: Dünyanın ilk üniversitesi Türkiye’de.

Üniversite eğitimini ilk biz icat ettik, dünya kıskandı ve taklit etti. Amma velakin sonunu da biz getireceğiz sanırım. Ortalıkta sahte diplomalar, e-imzalar ve e-devlet şifreleriyle ilgili haberler havada uçuşuyor.

Başta şuraya not düşmek isterim ki; ben gerçekten Türk Dili ve Edebiyatı ve ardından Gazetecilik eğitimi aldım. Yani içiniz rahat bir şekilde okumaya devam edebilirsiniz. Peki, asıl soruya gelelim: Bazılarının kahve içerken on dakikada aldığı sahte diploması varken biz faniler neden üniversite okuyor ve ayda bir makale yazıyoruz?

ÇÜRÜMÜŞLÜĞÜN İLK BELİRTİLERİ
Hadi sizinle biraz geçmişe gidelim. 2020 yılı Mart ayında Anadolu’nun bazı hastanelerinde diploması sistemde bulunamayan hemşireler ve öğretmen adayları, sessizce bir alarmı çaldırdı. YÖKSİS sisteminde kaydı olmayan bu belgeler, başlangıçta ufak bir hata olarak görülse de kısa sürede çok daha büyük bir skandalın habercisi oldu.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve Emniyet İstihbarat Dairesi soruşturma başlattı. İstanbul, Adana ve Gaziantep’te matbaalara yapılan baskınlarda yüksek kalitede sahte diplomalar ele geçirildi. Görünen o ki, bu amatörce bir dolandırıcılık değildi.

2021’de örgüt, kendini sistematik bir yapıya dönüştürdü. Çevrimiçi diploma ağı raporlandı, teknik takipler başlatıldı. Örgütün dijital sistemlere erişim sağladığı, diplomaların e-imza ile sisteme kaydedildiği ortaya çıktı. Adana ve Gaziantep’te 18 kişi gözaltına alındı. Örgüt, şifreli mesajlaşma ve online platformlar üzerinden faaliyet yürütüyordu ve bu ağı çözmek kolay değildi.

DİJİTAL GÜVENLİĞİMİZ KALMADI
2022’de “Kod Adı: Mezun” operasyonu başlatıldı ve 7 ilde 53 kişi gözaltına alındı. Ankara’da sahte mühendis diploması ile atanan bir kişi inşaat kazasında yakalandı. Dijital kayıtlar incelendiğinde örgütün teknik kapasitesi etkileyiciydi. Diplomanın dijital olarak sisteme işlenmesi, skandalın boyutunu daha da büyüttü.

2023’te olaylar kamuoyuna yansıdı. TRT’de “Sahte Diplomalı Hemşire” haberi yayınlandı. Sağlık Bakanlığı tüm personelin diploma doğrulamasına başladı. 312 kişinin sahte diploma kullandığı tespit edildi ve TBMM Sahte Diploma Araştırma Komisyonu kuruldu.

2024’te operasyonlar ağırlaştı. “Operasyon Mezun-2” kapsamında 15 ilde 218 kişi gözaltına alındı. MASAK raporlarına göre örgüt yaklaşık 60 milyon TL gelir elde etmişti. VIP müşteriler hâlâ görevdeydi; siyasi krizler yaşandı. VIP müşteriler; belediye çalışanları ve özel sektör yöneticileriydi. Mahkeme raporları, sadece bireysel suçları değil, sistemin zayıf noktalarını da ortaya koyuyordu.

2025 yılında yargı kararları açıklandı. 1.247 sanığın 983’ü hakkında hüküm verildi, 412 kişi memuriyetten men edildi. Sağlık Bakanlığı, sahte diploma ile görev yapan 127 hemşirenin atamasını iptal etti. YÖK, blockchain tabanlı diploma doğrulama sistemini hayata geçirdi.

SKANDALIN İŞLEYİŞ MEKANİZMASI
Örgüt, müşteri bulmak için klasik mafyavari yöntemler yerine daha modern ve göze batmayan bir ağ kurdu. Aracılar genellikle tanıdık çevrelerden seçiliyordu. Bazen Telegram ve WhatsApp gruplarında “garantili diploma” ilanları dönüyordu. Müşteriyle ilk temas genellikle bir kafe, otel lobisi ya da ofiste yüz yüze oluyordu. Aracı, diplomanın türüne göre fiyat belirliyordu; hedef unvan, mezuniyet yılı ve not ortalaması fiyata doğrudan etki ediyordu.

Bu skandalın kilit noktası, e-imza temininde yatıyordu. TÜRKTRUST ve E-İMZATR gibi resmi e-imza sağlayıcı firmalarda çalışan bazı kişiler, örgüte yetkili personel sertifikaları sağladı. Bazı e-imza cihazları çalındı, bazıları ise rüşvet karşılığı kopyalandı.

Hologram, mühür ve ıslak imza gibi güvenlik unsurları da temin ediliyordu. Basım süreci öyle profesyoneldi ki çoğu belgeyi çıplak gözle orijinalinden ayırmak imkânsızdı. Sadece diploma değil, ek hizmetler de veriliyordu: Not ortalaması yükseltme, mezuniyet yılını geriye çekme, çift anadal ekleme ve dışarıdan alınmış gibi sertifika ekleme…

DENETİMSİZLİK Mİ NORMALLEŞME Mİ?
Bu skandalın bu kadar büyümesinin asıl nedeni, denetim mekanizmalarının yetersizliğiydi. Üniversiteler arası veri paylaşımı düzensizdi. E-imza güvenliği yeterince sıkı denetlenmiyordu. Bazı diploma basım süreçleri hâlâ manuel yürütülüyordu.

Bazı sanık ifadeleri, bu işin bir “normalleşme” haline geldiğini gösteriyor. Bu durum, bireysel ahlaki çizgilerin ne kadar hızlı aşındığını gözler önüne seriyor. Örgüt için bu iş sadece kazançlı bir pazar değil, sürekli büyüyen bir sektör haline gelmişti.

Bir polis raporuna göre, yalnızca 2024 yılı içinde sahte diploma gelirleri 60 milyon TL’yi bulmuştu. Bu rakam, bazı organize suç gruplarının uyuşturucu ticaretinden kazandığı paraya yakın.

DİPLOMALI LİMONCU VE DİPLOMASIZ DOKTOR
Gerçekten akademik eğitim almış insanlar limon satarken ve ev gençlerine dönüşürken, diplomasız birçok eğitimsiz kişi önemli makamlarda görev alıyor. Böyle bir skandalın uzun yıllar fark edilmemesi ve özellikle sağlık ile eğitim alanında sahte diploma alınması düşündürücü.

Skandal, hem cezai hem de sistemsel önlemlerle çözülmeye çalışıldı. Fakat Türkiye e-imza çetesinin şokunu atlatamadan Murat Ağırel, sahte pasaportla tıp ve hukuk fakültelerine yüzlerce Türk öğrencinin kayıt yaptırdığını ortaya koydu.

İsviçre’de ilkokuldan itibaren etik eğitimi veriliyormuş, duydunuz mu? Belki de bizde bu kavram unutulalı çok oldu. Oysa Hz. Muhammed (SAV) şöyle demişti: “Bizi aldatan bizden değildir.”

Sahte diplomalar kısa vadede kişiye kazanç sağlasa da uzun vadede topluma büyük zarar verir. Sağlıkta bir hatalı teşhis hayatlara mal olabilir; eğitimde sahte öğretmenler nesiller boyu yanlış bilgi bırakır.

Mühendislik ve yönetimdeki hatalar, binaları, projeleri ve ekonomik kaynakları riske atar. Sonuç olarak sahte diplomalar, yalnızca bireysel bir hile değil; kurumlara, toplumsal güvene ve geleceğe atılan ciddi bir darbedir. Böyle biriyle karşılaştığınızda gerekli yerlere bildiriniz.

“Bir dolandırıcılık gördüğünüzde sessiz kalırsanız, siz de bir dolandırıcısınız demektir.”
Ana Sayfaya Dön